REZENELİ VE BALKABAKLI EKMEK
IMG_0008 (2)

Başlığa balkabağı yazarken “yine mi balkabağı yahu” diye suratımda kocaman bir gülücük belirdi Bu son balkabağı tarifi olup artık bu kış eve kabak almamaya karar verdim.
Bu sıralar evimde en çok tekrarlanan tariflerden biri de bu.
Tadına bayılıyoruz, yapımı inanılmaz kolay, hazır un karışımını al, kuru mayası bile içinden çıkıyor ama ben yaparken kutuda yazan yapılışını biraz değiştirdim.
Fırından yeni çıktığında üzerine biraz tereyağı ile tadına doyum olmuyor.

Ben çavdar unu ile yaptım siz beyaz un kullanarak da yapabilirsiniz, balkabağının tadı o zaman daha fazla ortaya çıkar, çavdar onun tadını biraz bastırıyor ama rezene ile çavdar unu süper ikili oldu bu yüzden çavdar unundan vazgeçemiyorum.

IMG_0006 (2)

 

Malzemeler
1 kutu Sinangil Çavdar ekmek unu (500gr)
300gr haşlanmış balkabağı
2 çorba kaşığı bal
1 limon kabuğu rendesi
1 çay kaşığı rezene tohumu
1/2 çay kaşığı tuz
1 su bardağı ılık su

IMG_0033 (2)

 

Yapılışı

  • Haşlanmış balkabaklarını püre haline getirin.
  • İçine balı, limon kabuğunu, rezeneyi ekleyip karıştırın.
  • 500gr un karışımın bir kaba boşaltın, içine paketin içinden çıkan 1 paket kuru mamayı ve tuzu ekleyip karıştırın.
  • Unlu karışıma kabak karışımını ekleyin.
  • Yavaş yavaş suyu ekleyerek hamuru yoğurun.
  • Suyun hepsini birden eklemeyin, kabak sulu olduğu için birden eklediğinizde su çok fazla gelebilir. Kabak karışımı sulandırıyor. Suyu kıvamına göre azar azar ekleyin.
  • Hamurun üzerini örtüp, 1 saat mayalandırın.
  • Mayalanan hamuru 4 parçaya bölün, uzun rulolalar yaparak 2hamuru birbirine dolayın.
  • 2 örgü hamur elde edeceksiniz.
  • Üzerini kapatıp 30dakika daha dinlendirin.
  • Fırını 200derecede ısıtın.
  • Ekmeklerin üzerine fırça ile su ya da süt sürüp, fırında 30 dakika pişirin.
IMG_0005 (2).
Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.