HER YER TREVI, HER YER PANTHEON ROMA  1.Gün
PANO_20130911_220948_1

Yaklaşık beş aydır beklediğimiz Roma gezimiz, nasıl geçer bu kadar ay derken geldi de geçti bile…
Geriye bir sürü fotoğraf ve anı kaldı…
Hala dilimizde, hala aklımızda…

Roma gezimiz bol gezmeli, bol yürüyüşlü, çok yorucu, çok iştahlı, bol kahveli ve dondurmalı… geçti.
Herkes altı gün Roma’da mı kalınır başka yerlere de geçin desede bize 6gün yetmedi, hala gidemediğim aklımda kalan yerler var.

Otelimiz Berg Luxury Hotel şimdiye kadar yurtdışı gezilerimizde kaldıklarımız içinde oda güzelliği bakımından en iyisiydi,
Yeri ise neredeyse her yere yürüyerek gittik diyebilirim. Otel Aşk Çeşmesi’ne Pantheon’a o kadar yakındı ki, her gece otele dönerken ikisinden birini mutlaka görüyorduk.
Uçağımız sabah 6daydı ve neredeyse  iki saatlik uykuyla yola çıktık. Otele vardığımızda hemen bavullarımızı bırakıp öğle yemeğini Dagnino’da yedik

Dagnino
İtalyanlar’ın şu meşhur tatlısı “Cannoli” nerede yenir, işte burada yenir diye not almıştım. İçerde öğle yemeğine uygun yemekler de görünce öğle yemeğimizi de orada yedik. Açıkçası pek beğenmedim, hani sizde benim gibi bir yerden duyup da not aldıysanız hiç kendinizi yorup da gitmeyin ama denk gelip de önünden geçerseniz tatlısını yiyebilirsiniz.

IMG_20130909_121026

Focaccia ekmeği içinde mozarella peyniri ve bir takım yeşillikler… Sıradan bir ekmek arası peynir, biraz kuru ve çok tuzlu…

IMG_20130909_124222

Sanırım Dagnino daha çok tatlılarıyla ünlü bir yer.

IMG_20130909_175545

Cannolo Siciliano
Dışı kızartılmış hamur, içi ise ricotta peyniri… Çok hafif çok lezzetli… İtalya’ya gidince yenmesi gerekenler listesine ekleyin.

Gün içinde Roma’yı sokak sokak gezdik, ilk gittiğimiz yer sonradan bolca gördüğümüz Trevi oldu, Aşk Çeşmesi’ni yakından görüp de hayalkırıklığına uğrayanlar çokmuş ama ben bayıldım.

Picture6_1

İspanyol Merdivenleri

IMG_0787

O kadar çok heykel var ki, ilk birkaç günden sonra sadece en değişik olanları fotoğrafladım.

Picture7_1

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim gidince 3gün sınırsız metro kullanmanızı sağlayan ve 2müze giriş hakkı sağlayan Roma Pass kartınızı mutlaka alın, en büyük avantajı müze sırası beklememeniz oluyor.
Colosseum da öyle bir sıra vardı ki, “evet girmiyoruz geri dönüyoruz” dedirtecek cinsten ama Roma Pass sahipleri yani biz hiç sıra beklemeden hemen geçtik.
Roma Pass fiyatı 35euro

Picture4_1

Neredeyse tüm kapı ve pencelerin fotoğraflarını çekmiş olabilirim.

Picture3_2

 

La Rosetta

IMG_20130909_210100


Akşam yemeği için planımız güzel makarna yiyeceğimiz bir yere gitmekti, yine bir sürü yol yürüyüp de gittiğimiz mekanın kapalı olduğunu görünce kocaman bir hayalkırıklığı ve yorgunlukla aslında doğumgünümde yemek yiyeceğimiz yere doğru yol aldık.
Burası birazcık pahalı bir yer…
Ama böyle deniz ürünleri, ıstakoz, istiridye… yemek istiyorsanız kesinlikle doğru adres.
Bizim bu mekanı listemize almamızın nedeni istiridye yemekti, ama menüye bakınca çok da güzel yemekler olduğunu gördük.

IMG-20130924-WA0000

İlk ikram karides parçacıklı balık çorbası ve yanında baklava yufkasına sarılı yine balık

fotoğraf 1 (5)

Biz önce eşimle istiridye söyledik, tanesi 6euro, gönül daha çok yemek ister ama kişi başı 3tane yiyoruz, yanında ekmek ve tereyağı ile geliyor.

fotoğraf 2 (5)

Tadına doyum olmuyor ama mecbur doyacağız tabii.

fotoğraf 4 (5)

Scampi e Ovoli

Ana yemek olarak menüde var mıydı yok muydu bilmiyorum ama garsonun tavsiyesi ile eşim ve bana içinde dilimlenmiş çiğ mantar ile langusttan oluşan bir tabak geldi.
İlk defa langust yediğimi belirtmek isterim ve evet çok lezzetli.
Tabakta bir de limonlu bir sos var, bunu mantarların üzerine döküyorsunuz ve o çiğ mantarların tadına doyum olmuyor.

IMG_20130909_215750

Mantarın adı “Ovoli” daha önce bu mantarı hiç duymadığım için yine adını kağıda yazıp, kendisini de getirip gösteriyorlar.
Roma imparatorlarının favori mantarıymış meğerse bu mantar.
Aslında bizim ülkemizde de varmış, gelin mantarı ya da sarı göbelek adıyla, ama ne yazık ki bizim mutfaklarımıza kültür mantarı dışında hiçbir mantar giremiyor, var mı yiyen bu mantarı…
Bu tabağın fiyatı ise 50euro

fotoğraf 3 (5)

Linguine with Lobster

Arkadaşım ve kuzenim ıstakozlu domatesli linguini sipariş ettiler. Bu tabağın fiyatı 38euro, kuzenim hala “ben bir makarnaya 40euro vermiş insanım” diye söyleniyor 🙂
Bu fiyat da olmasının nedeni tabii ki ıstakoz…
Makarna diri ama gerçekten diri, ben de evde makarnayı dişe gelir kıvamda yaparım ama İtalyanlar gerçekten sert yapıyorlar ama ben yadırgamadım.
Makarna çok güzeldi, içinde karidesler de var, daha ne olsun.

fotoğraf 5 (6)

Yemek sonrasında gelen ikram “Kereviz Sorbe” kerevize zaten bayılırım. Kereviz ve sorbe birarada deniz ürünleri sonrası kesinlikle çok ferahlatıcı.

IMG_20130909_220956

Oturduğumuz yerden o kadar memnunuz ki, hadi başka yere gitmeyelim kahvemizi de burada içelim dedik, Caffe Latte içiyoruz. Roma’da caffe latte her zaman büyük cam bardaklarda sunuluyor, fincanlarda değil.
Ve gitmeden her yerde okuduğum not “latte demeyin, cafe latte deyin” çünkü latte süt demek latte deyip önünüzde sadece süt bulabilirsiniz.
Ama garsonlar o kadar alışkın ki bu duruma latte dediğiniz an sizi düzeltiyorlar.

fotoğraf 2 (9)

İyi ki kahvelerimizi de burada içtik diyoruz, kahve yanında yine müthiş ikramlar geldi, o kadar yemek üstüne evet bunları da bitirdik.

Özetle La Rosetta için diyebileceğim, biraz pahalı evet ama kendinizi birazcık şımartmaya değer. Bir müzeye de girmeyin ama gidin burada yemek yiyin.

 

Ve şu meşhur Roma dondurması… Her gün mutlaka dondurma yedik, her yerde dondurmacı var ama hepsi iyi mi hayır değil, bir tane çok kötü bir dondurmacıya denk geldik ama onun dışında yediklerimiz süperdiIMG_0815

Benim için listenin en başında San Crispino var.
IMG_20130909_150255
Romlu dondurması ayakları yerden kesiyor, yanına bir de muzlu alırsanız, uçabilirsiniz.

2top dondurma fiyatı 3.5 ya da 4euro.

IL GELATO DI SAN CRISPINO
Via della Panetteria 42

LA ROSETTA
Via della Rosetta, 8/9 – 00186

 

Share the joy

Written by Simge Çalışkan

Küçükken hep mutfağa girerdim, çok güzel yemekler yapardım..." diye cümleye başlamak isterdim ama benim hikayem maalesef böyle başlamıyor... Evlenince aç kalmamak için yemek yapmaya başladım, soğan ve sarımsaktan nefret eden bir insandım... Bu yüzden soğansız yemek yapma girişimlerim de oldu ama tatsızlıkla sonuçlandı. Böyle bir insanın aşçı olmaya kalkışması pek de tutkulu görünmüyor farkındayım. Ama evde her gün yemek yapınca aslında yemek yemesini ve yapmasını çok sevdiğimi sadece farklı tatlar aradığımı farkettim. Yeni kitaplarla değişik yemekler denedim, yedim, içtim... Daha sonra gazetede gördüğüm bir ilanla Mutfak Sanatları Akademisi'ne yazıldım. Gerçek mutfakta çalışmak nedir hiç bilmezken mutfağın enerjisine, hızına ve hatta o adamı öldüren stresine bile aşık oldum ve artık diplomalı bir aşçıyım..

This article has 2 comments

  1. Pingback: ÇOK GEZEN DEĞİL, ÇOK YİYEN BİLİR ROMA 2.Gün | Sim's City

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.